Bir ömre tanık olmak. Yakın tarihe geri dönüş seyrine katılmak için, birkaç saatlik ziyaret yeterli
olacak mı acaba? Evet sergiye giderken aklımdan geçenler bunlardı. Basının çok az yer verdiği değerli bir sanatçımızla karşılaşmaya da çok hazırlayabilmiş değildim kendimi.
Sergiden çıkarken ise, O'nun nazarından 20 yy’a damgasını vurmuş yazar, sanatçı ve ozanların ışığında yeniden okumalar yapmak istediğim artmış gözüküyor.
Özgün olmak ve öyle bir duruşu geleceğe taşımak, sanatçının çalışma yöntemlerini günlük doğal
yaşamın içinde yapılandırmış olmasıyla olanaklı hale gelmiş.
Arslan, merak dolu araştırmacı kişiliğiyle okuyan, gözlemleyen, düşüncelerini işlerine hep doğrudan yansıtan bir açıklık içinde kalıp; üretim çizgisini sürekli kendinden çıkanla besleyebilen ve yaratıcılığını eserlerinde, büyüleyici açılımlarla dışa vurabilmiş, çok ender görülebilecek böylesi bir profil çizgisine sahip.
Tematik ekseni hayatta kalışın eylemsel - işlevsel yanlarıyla araştırmaya değer bir zemine yerleşip, filiz vermiş durmaksızın.
Toplumsal çözümlemelerinde, dönemin düşünsel akımlarına paralel tanıklık içinde kalma
sorumluluğu - özgün soyutlama ekseniyle harmonize olup, kurduğu elek düzeneğinden geçerken, fikirleri çarpıcı vurgularla farklı anlam boyutlarına sızan bir akıcılıkta seyircisine geçiyor.
Yaşamın bu tür fikren sürrealist varoluşlarının, otobiyografik ve yakın tarihle ilişkili sergilenebilirliği, eserlerindeki zengin dışa vurum gücüyle etkilerini bizlerde uzun süre korumayı sürdürecek şekilde, açtığı özgün ufkunda kendi yerini çoktan edinmiş oldu.
Sergi içeriği:
- Röpörtaj(lar) videosu,
- Not defterleri (Fransızca) ve saydamları,
- 3 sergi katına dağılmış 300'ü aşkın (tablo) eser
- Sergi kataloğu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder